Timus bezi, tiroit bezinin alt kısmında, göğüs boşluğu ve soluk borusunun önünde yer alır. Etrafı bağ dokusundan yapılmış ince bir kapsül ile çevrilidir. Bu kapsül, diğer lenfoid organlardaki gibi timus bezinin içine girerek onu bölümlere ayırır. Timus bezinin bölümlerinde retiküler hücreler, çeşitli hücreler ve lenfositler bulunur. Bu hücreler, lenf, kan damarları ve sinirleri vücudun her bölgesinde ince bir tabaka halinde sararak korur.

Timus bezi, korteks ve medulla olmak üzere iki ana bölümden oluşur. Kortikal ve medullar epitel hücreler tarafından epitelyal ağ meydana getirilir. Kortekste ayrıca nurse hücreleri ve timositler bulunur. Medullada ise olgun T lenfositler, dendritik medullar epitel hücreler, makrofajlar ve interdigitation dendritik hücreler yer alır. Timus bezi yaşla birlikte gerileyen bir organdır. Çocukluk çağında fındık büyüklüğünde, ergenlik çağında ceviz büyüklüğüne ulaşır. Yaş ilerledikçe ise bezelye kadar küçülerek işlevini yitirir. 20 yaşından itibaren küçülmeye başlayan timus bezi, 60 yaşından sonra neredeyse yok olur. Doğumda yaklaşık 15 gram, ergenlikte ise 35 gram ağırlığındadır. 20 yaşındaki bir erişkinde 25 gram, yaşlı bir insanda ise 6 gram olabilir.

Timus bezi, doğumdan önce ve doğumdan sonra lenfosit üreterek vücudu enfeksiyonlardan korur. Timus'un salgıladığı T hücreleri, sağlık üzerindeki önemli hücrelerden biridir. T hücreleri olarak bilinen lenfositler, vücuda zarar verebilecek hücreleri yok eder. Savunma sisteminde sorun varsa, bu genellikle T lenfositlerinin yetersizliğinden kaynaklanır. Timus bezi, T hücrelerinin vücut hücreleri ile yabancı hücreler arasındaki farkı öğrendikleri ve olgunlaştıkları yerdir.

Timus bezi, tiroit bezi tarafından salgılanan T hücrelerini içine alarak, onları fermente eder, güçlendirir ve antikor haline getirir. Bağışıklık sisteminin mikroplarla nasıl savaşması gerektiği konusunda eğitim ve aktivite, timus bezinden salgılanan maddeler tarafından sağlanır. Bağışıklık sisteminin baş edemediği hastalıkların ölümcül olması, T hücrelerinin haberleşme hattının kesilmesinden kaynaklanır. Timus bezinin yaş ilerledikçe fonksiyonunu yitirmesi nedeniyle bağışıklık sistemi zayıflar ve hastalıklar ortaya çıkar.

Timus bezi, psikoloji ile bağlantılı bir yapıdır. Yapılan araştırmalarda, stres yapmayan ve kaybetme korkusu yaşamayan bazı yaşlılarda timus bezinin ceviz büyüklüğünde dahi işlevini sürdürdüğü görülmüştür. Aşırı heyecan ve stres durumları sıklaştığında timus bezi demoralize olur ve görevini yapamaz duruma gelir. Yaş ilerledikçe testosteron ve östrojen salgısının azalması nedeniyle timus kapsülü küçülür. Ergenlik çağında ise bu hormonların fazla çalışması nedeniyle timus bezi en büyük halini alır.

Timus bezi, hayattan ve faaliyetlerimizden haz alma duygularından, konuşma ve gülümsemeden sorumludur. Konuşmayı ve gülümsemeyi aktive etmek için ilgili sinirleri, kasları ve hücreleri harekete geçirir. Timus bezi pasifleşmeye başladığında asabiyet, davranış değişiklikleri, konuşmada durgunluk, esprilere duyarsızlık ve aşırı alınganlık ortaya çıkar. İki parmak ile timusun üzerinde bulunan noktaya vurularak uyarılması ya da dilin damağa ve ağzın tavanına değdirilmesi timusun aktive olmasını sağlar.

Timus uyarıldığında salgıladığı hormonlar kişide mutluluk duygusu oluşturur. Timus aktive olduğunda bedenin kimyası değişir. Bu değişiklik sinir sisteminin sakinleşmesine ve beyin fonksiyonlarının hızlanmasına yardımcı olur. İçten bir gülümseme ile timus bezi yakından ilişkilidir. Aynı zamanda timus bezini güçlendirir ve etkin kılar. Stres yaşadığımızda ilk etkilenen organımız timus bezidir. Bol gülümsemeli günler dileğiyle.